2016’nın bitmeyecekmiş gibi üzerimize çöktüğü şu
günlerde, ben de tüm yıl boyunca “1” post yazmış olma ezikliğinden kurtulmak
için sizi alıp enteresan bir yerlere götüremeyeyim istedim.
Şu soğuk günlerde gidilse gidilse nereye gidilir? Afrika’ya elbette. (Aslında Nauru’yu yazacaktım ama fosfat madenciliğiyle bitirmişler cennet adayı.)
Şu soğuk günlerde gidilse gidilse nereye gidilir? Afrika’ya elbette. (Aslında Nauru’yu yazacaktım ama fosfat madenciliğiyle bitirmişler cennet adayı.)
Kaynak: exceptional-travel.com |
Batı Afrika’nın tropik güzeli São Tomé ve Príncipe Adaları,
Orta Afrika’nın batısında, Gine Körfezi’nde yer alıyor. Ulusal sloganı olan “Birlik,
Disiplin, Çalışma” yüzünden tropik bir adadan çok çalışma kampı havası olsa da
siz inanmayın, gitsen gidilir.
Tarihi o dönemde bütün Afrika kıyılarını dolaşan
Portekizlilerle 1470 civarı başlayan São Tomé and Príncipe Adalarının güneydeki
büyük olanı São Tomé (ismi keşif günün azizi St. Thomas’dan), kuzeydeki ise Príncipe
(ismi vergi ödedikleri Portekiz prensinden) adını taşıyor.
Daha önce sömürge olarak bahsettiğim çoğu yerin aksine Portekizlilerden önce yerleşim olmayan bu adalar 1500’lerin başlarına doğru Alvaro Caminha’ya hibe
ediliyor krallık tarafından ve ilk yerleşim o zaman başlıyor. Daha çok
Yahudiler olmak üzere o dönem Protekiz’de “istenmeyen” kişilerin çalışmaya
gönderildiği bu ada, şeker üretimi ile ilerliyor.
Kaynak: africageographic.com |
İlerliyor derken, gerçekten bayağı ilerliyor. O kadar
ilerliyor ki ana karadan köleler getiriliyor. En büyük köle ticareti
merkezlerinden birine dönüşen São Tomé ve Príncipe, diğer yandan da en büyük
şeker üreticisi konumuna ulaşıyor. Ancak batıdaki sömürgelerin zamanla daha bol
üretim yapması sonucu şeker üreticiliği sekmeye uğruyor ve adanın geçim kaynağı
yalnızca köle ticaretine dönmeye başlıyor.
Kaynak: tours42plus.com // Eski efendilerin evleri bugün hayaletli köşkler gibi... |
Kaynak: chocolateclass.wordpress.com // Angola'dan yola çıkmak üzere bekleyen bir köle. Kaçmasın diye sağlam kazığa (!) bağlanmış. |
Zaman geçiyor, diktalar yıkılıyor, kavgalar anlaşmalar
derken São Tomé ve Príncipe’nin gururlu halkı 1975’te özgürlüğünü kazanıp 1990’da
tam demokratik rejime geçiyorlar. Şu anda Freedom House’ın ülkeler bazında 2016
özgürlük raporuna göre de bizden daha iyi durumdalar.
Kaynak: imperial-stp.st // Eski plantasyonlarda kölelerin kullandığı binalar bugün pansiyon ve motel olarak kullanılıyor. Siz de isterseniz deneyebilirsiniz. |
Bugün, São Tomé ve Príncipe’nin başlıca geliri kakao ve ülkece bu gelirle geçiniyorlar diyebiliriz. Ancak kuraklık ve iklim değişikliği bu konuda halkı oldukça kötü etkiliyor. Onlar da Afrikalı kardeş ülkelerle petrol aramalarına ağırlık vermeye başladılar. Petrol işine girmeden bir gidip görmek lazım aslında.
Kaynak: ifad-un.blogspot.com |
Kaynak: africageographic.com |
Neyse, işin turisti kısımlarına gelelim. Dediğim gibi, bu
güzel ülke iki büyük (lafın gelişi) adadan oluşuyor ve bu adaların ikisi de
volkanik temelli. Elbette bu güzel adalarda yapılacak birbirinden güzel
aktiviteler bulunuyor. Denize girip kumlarda yatmak yetmezse dalabilir, deniz
kaplumbağalarıyla yüzebilir, kuşları gözleyebilir, dağ tepe dolaşabilirsiniz.
Kaynak: khloros72.wordpress.com // Lagoa Azul'de yüzmeye gelen var ı? |
Kilyos halk plajı gibi iç içe tatil mekanlarından sıkılanlar ve tatile gömecek parası olanlar için özellikle güneydeki São Tomé adasında çeşitli konaklama seçenekleri bulunuyor.
Kaynak: easyvoyage.co.uk // Kızgın kumlardan serin sulara... |
Gitmişken geçmişin hayaletlerini görmek için kakao
tarlalarını gezebilir ya da nefis yerel yemeklerin tadına bakabilirsiniz.
Kaynak: emaze.com |
São Tomé adasında gezerken Obo Ulusal Parkı’na giderseniz
Büyük Köpek Tepesi’ni de görebilirsiniz.
Kaynak: whenonearth.net |
Kaynak: traveltourxp.com // Obo Ulusal Parkı'nda macera sizi bekliyor! |
Príncipe adasında fizik meraklılarının ilgilisi çekecek
bir de anı plaketi var. 1919 yılında Einstein’ın görelilik teorisini test etmek
için güneş tutulmasını izlemeye gelen Arthur Stanley Eddington ve ekibini anmak
için 2009’da yerleştirilen bu plaket de adanın ilginç tarihinin bir parçası.
Kaynak: www.astro.caltech.edu // Güneş tutulması sırasında arkadaki yıldızları görüp görelilik ile ilgili bir şeyleri kanıtlamışlar ama tam anlayamadım. |
Peki, nasıl gidilir? Eh, çok kolay olmayacağını tahmin etmişsinizdir. Bulduğum en ucuz uçuş kişi başı gidiş dönüş 4.500 TL civarı ve 32 saat gidiş, 20 saat dönüş sürüyor. Yani bilet verip “al git” deseler dakika durmam da o para ve süreye cennet vatan Vanuatu’ya giderim doğrusu. Ama siz gidin tabii, niye gitmeyesiniz. Giderken sarı humma aşısı yaptırmayı unutmayın ama. Bir de e-vize almanız lazım online olarak.
Kaynak: archipelagochoice.com |
Kaynak: picture4u.net |
Kaynaklar:
Wikipedi
https://freedomhouse.org/sites/default/files/FH_FITW_Report_2016.pdf
http://www.astro.caltech.edu/~rjm/Principe/photos/
http://www.saotome.st/
http://www.bbc.com/news/world-africa-14093493
http://www.lonelyplanet.com/sao-tome-and-principe/introduction
https://chocolateclass.wordpress.com/tag/sao-tome-and-principe/
Daha çok yazı yazar mısın pls? işte canı sıkılanları düşün biraz
YanıtlaSilSenden bir kuble Galapagos adaları, Haiti ve British Indian Ocean Territory rica ederim.
Bir Turizmci tarafından Öpüldün
Ahah yazacağım yazacağım. Galapagos'u yazmam sanırım, abim gitti, üstte sağda Uzak Bir Yıl linkinde var yazısı. Haiti için Tortuga yazım var, BIOT benim de aklımdaydı. Çok ada oluyor işte, derdim o. Şöyle karasal, nokta atışı, enteresan yerler arıyorum.
SilÖperim. Ama çok samimi şekilde değil, kim olduğunu bilmiyorum zira, ayıp.
Blogunu çok alakasız bir şekilde gecenin 4.50sinde buldum, iyi ki de bulmuşum, zira gidilmeyecek, görülmeyecek veya dünya haritasında ufacık bir detay olarak kalmış yerlere duyduğum saçma ilgiye sahip bir başkasına -hem de türk bir bloggera- denk geleceğimi düşünmüyordum. Vallahi inanılmaz keyiflerindim gece gece. Yazılarının hepsini okuyacağım.
YanıtlaSilSevgiler :)
Ben de yorumunuzu sabahın 7.30'unda okudum, acayip mutlu oldum sabah sabah :) Çok teşekkür ediyorum, bu gazla gidip yenisini yazayım bari :) Kocaman sevgiler.
Silİlkokuldan beri atlas karıştırıp hayal kurardım. sonra google maps çıktı mertlik bozuldu. şaka bi yana yazılan yerler hep hayalini kurduğum yerler. atlası önüme serip yere yüzükoyun yatarak hayal kurduğum zamanlar geldi aklıma.
YanıtlaSilEvet ya, arkasında da bayraklar listesi olurdu. Şimdi Maps'de dolanıyoruz işte ama Rusya hala çok büyük mesela :)
SilMerhabalar yazılarınızı okurken kendimi oralarda keşfe çıkıyormuş gibi hissediyorum sık sık ilginç ve keşfedilmeye açık yerleri yazarsanız sevinirim başarılar :)
YanıtlaSil